Hızla yayılan yavaş şehirler
Salyangoz logosunu kullanabilmek için de, şehrin önce kontrol edilmesi, daha sonra da dedektifler tarafından düzenli olarak denetlenmesi gerekiyor.
Yavaş Şehir Chiavenna
İtalya’nın “Yavaş Şehir (Slow City)” hareketini destekleyenler, şehir
merkezlerinde araba kullanımını yasaklayarak ve McDonald’s şubeleriyle
süpermarketleri kapatarak yaşanır kentler oluşturmaya çalışıyorlar. Asya’ya da
sıçrayan bu akım, tüm Avrupa’da hızla yayılıyor.
Toskana’nın minik Chianti şehri, 1999 yılında ilk “Cittá Slow” [İtalyanca yavaş
şehir] kenti oldu, ardından Bra, Positano ve Orvieto geldi. Zamanla, yavaşlık
dalgası diğer şehirler arasında yayıldı. Artık İtalya’daki 42 Yavaş Şehir’le
birlikte, İngiltere, İspanya, Portekiz, Avusturya, Polonya ve Norveç’te de
birçok Yavaş Şehir var. Almanya’dan, aralarında Hersbruck, Lüdinghausen,
Schwarzenbruck, Waldkirch ve Überlingen’in de bulunduğu bazı şehirler, sadece
50.000’den az nüfusu olan kentlerin kabul edildiği harekete seçilebilmek için
başvurdu.
Yavaş Şehir’in İtalya’da ortaya çıkmasına şaşırmamak gerek. “La dolce vita”nın
[tatlı hayat] ülkesi İtalya, özelikle yemekle ilgili geleneklerine çok bağlı.
İtalyanlar’ın dilleri bile yavaşlığa çok daha yatkın.
1991 – 2004 yılları arasında Orvieto’nun Belediye Başkanı olan Stefano
Cimicchi, bu görevinden sonraki birkaç yıl “Slow Food (Yavaş Yemek)”un başarılı
konseptinden yola çıkılarak hazırlanan Yavaş Şehir hareketinin başkanlığını
yürüttü. Yavaş Şehir hareketi, küçük kentlerin geleneksel yapılarını, sıkı
kuralları dikkatle uygulayarak korumaları gerektiğini savunuyor: Arabalar şehir
merkezlerinden çıkarılmalı, insanlar sadece yerel ürünleri tüketmeli ve
sürdürülebilir enerji kullanmalı. Bu küçük şehirlerde, süpermarket ya da
McDonald’s aramanın bir anlamı yok.
Cimicchi, “Amacımız yaşanır şehirler yaratmak,” diyor, “Tıpkı yazar Italo
Calvino ve mimar Renzo Piano gibi, bir ütopya şehri konsepti üzerinde
çalışıyoruz”.
Yavaş Şehirler, ekoloji ve sürdürülebilirlik alanında bilimin son buluşlarından
da faydalanarak, Ortaçağ’dan ya da Rönesans Dönemi’nden kalma kentsel öğeleri
korumaya çalışıyorlar. Eğer kentin bu amacına yardımcı olacaksa, modern
teknolojiye bile izin veriliyor. Mesela Cimicchi, Orvieto’da sadece yayaların
geçişine izin veren elektronik kapılar kullanmak istiyor. Pisa’da da benzer bir
sistem var: Eğer kameralar parkmetrenin süresinin dolduğunu tespit ederse, bir
dakika ya da tüm gün de olsa, park cezası kesiliyor.
Yavaş Şehirler’in Katı Kuralları
Yavaş Şehir bildirisi, gürültü kirliliğini ve trafiği kesmek, yeşil alanları ve
yaya bölgelerini artırmak, yerel üretim yapan çiftçilerle bu ürünleri satan
dükkan ve lokantaları desteklemek ve yerel estetik öğeleri korumak gibi, 50’den
fazla taahhüt içeriyor. Yavaş Şehir olarak adlandırılmak ve salyangoz logosunu
kullanabilmek için de, şehrin önce kontrol edilmesi, daha sonra da dedektifler
tarafından düzenli olarak denetlenmesi gerekiyor.
Bu bildiriye göre bir kentin Yavaş Şehir olup olmadığını belirleyen hareket,
“Cittá Slow”un, genel kuralların belirtildiği bir manifestosu, bu vasfı almak
isteyen kentlerin imzaladığı kurum sözleşmesi, üye şehirler listesi ve bir
yıllık toplantı programı bulunuyor.
Bu hareketin en önemli etkenlerinden biri de, kentsel yaşamdaki yoğun tempoyla
mücadeleye hız kazandırıyor olması. İtalya’nın Yavaş Şehir yöneticileri yılda
bir kez buluşarak, notlarını karşılaştırıyorlar ve yeni inisiyatifler
getiriyorlar. Urbino Üniversitesi de, geçenlerde bir anlaşma imzalayarak
hareketin resmi danışmanı oldu.
Kasım 1999’da Orvieto’da hazırlanan sözleşmeye göre Yavaş Şehirler’in şu
şartları sağlaması gerekiyor:
1 - Etrafını çevreleyen bölgenin ve kentsel düzenin niteliklerini korumak ve
geliştirmek için, yeniden kullanma tekniklerini araştırarak, çevresel
politikalar uygulaması,
2 - Toprağın işgali için değil, kullanımının geliştirilmesi için, işlevsel bir
altyapı politikası yürütmesi,
3 - Çevrenin ve kent düzeninin kalitesini geliştirmek için teknoloji
kullanımını teşvik etmesi,
4 - Doğal, çevreyle uyumlu tekniklerin kullanımıyla üretilen yiyecek
maddelerinin tüketimini desteklemesi, genetik yapısıyla oynanmış ürünleri hariç
tutarak, Slow Food Ark ve Presidia projeleriyle işbirliği içerisinde, zor
durumlar için gereken tipik ürünlerin üretilmesi,
5 - Bir bölgenin kültür ve geleneklerinin korunarak, simgeselleşmesine katkıda
bulunup, yerli üretimi teşvik etmesi ve tüketicilerle, kaliteli üreticiler ve
satıcılar arasında doğrudan temas kurulabilmesi için tercih edilebilir ortamlar
ve mekanlar yaratmayı desteklemesi,
6 - Konukseverlik kalitesini ve yerel toplum ile onun belirli özellikleri
arasında gerçek bir bağ kurmayı desteklemesi, bir şehrin kaynaklarının eksiksiz
ve yaygın olarak kullanımını önleyen fiziksel ve kültürel engelleri kaldırması,
7 - Gençlerin ve okulların sistematik bir biçimde lezzet eğitimiyle tanışmasına
özel bir dikkat göstererek, yalnızca iç işletmecilerinin değil, bütün
vatandaşlarının Yavaş Kent’te yaşadıklarına dair farkındalıklarını sağlaması.
Bra'da Yeni Bir Yaşam Tarzı
Yavaş Şehirler’den biri olan Bra’nın Belediye Başkan Vekili Bruna Sibille,
küreselleşmeye karşı hareket etmenin kolay olmadığı günümüzde, bir kenti
yönetmenin en iyi yolunun yavaşlık felsefesi olduğunu söylüyor: “Yavaşlık
hareketi, önceleri iyi yemekler yiyip içmek isteyen birkaç kişinin fikri olarak
ortaya çıktı. Fakat, her şeyi daha az telaşla ve daha az homojenize bir tutumla
yapmanın faydaları hakkındaki tartışmalar giderek daha geniş bir alana
yayıldı.”
Bra’da da diğer Yavaş Şehirler’de olduğu gibi, tarihi kent merkezinde araba
kullanımı, süpermarketler ve parlak reklam ışıkları yasaklandı. Elişleri ya da
özel yetiştirilmiş yiyecekler satan küçük aile işletmeleri, en iyi ticaret
birimleri haline geldi. Belediye binası, Piedmont bölgesinin tipik bal rengi
sıvası kullanılarak onarılıyor. Okullarda çocuklara yerel üreticiler tarafından
yetiştirilen organik meyve ve sebzeler servis ediliyor.
Fazla çalışmanın zararlarından korunmak amacıyla, Bra’daki bütün küçük
marketler Perşembe ve Pazar günleri kapatılıyor. İnsanlar bürokratik işlerini,
Cumartesi sabahı açılan Belediye’de acele etmeden halledebiliyorlar. Sibille,
“Böylece yavaş yavaş yeni bir ortam, yeni bir hayat anlayışı oluşturuyoruz,”
diyor.
“Bir şeyi netleştirelim: Yavaş Şehir olmak, her şeyi durdurup zamanı geri almak
anlamına gelmiyor,” diye vurguluyor Bruna Sibille, “Müzelerin içerisinde
yaşamak istemiyoruz, tek istediğimiz modern ile geleneksel arasında, kaliteli
yaşamı destekleyen bir denge oluşturabilmek”.
Kaynak:
Spiegel, Strans.org, Slowmovement.com, Matogmer.no, Treehugger Çeviren:
Gizem Kahraman Derleyen: Zeynep Güney - Arkitera.com